Doğrudur bu.
Öykü ya da roman, kurguladığın şey aslında okurun gözünde
bir "şeyin" canlanması demektir, kabaca söylüyorsak yazıyla resim yapmaktır.
Fotoğraf dahil görsel medyanın yaygın olmadığı, hatta hiç
olmadığı dönemlerde, katı gerçekçi, uzun, detaylı (günümüzde okurken açıkçası
benim sıkça bunaldığım) tasvirlerin varlığının elzemliği (nesne, mekân, hatta
karakterlerin fiziki görünüşleri ) buna dayandırılır çoğu kez.
Oysa şimdilerde, mesela bir köy evi dediğimizde, şehirde
doğup büyümüş olsak bile az çok bir şey canlanır gözümüzde. Bir iglo
dediğimizde de, yahut bir fiyord dediğimizde. "Mavi ayaklı bir bubi kuşu
bir gün " diye öykümüze gönül rahatlığıyla başlayabiliriz. Okurumuz, en
kötü ihtimalle internetten bir bubi kuşu resmine ulaşacaktır, merak ettiyse.
Fakat bu işin başlangıcı.
Yani (bu arada, ben bu yazıda tamamen kendi bakış açımı
özetlemeye çalışıyorum) yazıyla resim
yapacaksak tasvirler kaçınılmaz. Fakat bunun seçtiğiniz biçemi, bizim üslubumuz
olacak.
Yani klasik, modern, sürrealist, kübist... her neyse öyle bir
ressam olmak bizim elimizde. (Her bir öykü ya da roman için bu üslubu
değiştirmek, denemelerde bulunmak vs. ise yine bizim tercihimiz, tabii
yeteneklerimiz ve çalışmamız ölçüsünde.)
Benim yayınlanmış öykülerimde uzun tasvirler yoktur. Ya da
çok nadirdir. Bu bilinçli bir seçimdi dersem yalan olur. Daha çok tabiatımdaki
acelecilik ve duruculuktan geliyor. Fakat zamanla yazıp yırttıkça, ustaları
okurken daha bilinçli bir şekilde metni irdelemeye başladıkça tasvir kullanma
konusundaki içgüdümün benim üslubumun temeli olduğunu görmeye başladım. Şurası da var ki " Uyandı. Giyindi. Pencereden bir şey
sarkıyordu. Hızlıca pencereye seğirtti..." gibi, yazıya ilk başladığımızda
hepimizin sıkça yaptığı bu robotumsu anlatımı da sevmiyorum.
Dün gece Antonia
Susan Byatt'ın Küçük Kara Hikâyeler
Kitabı'nı okudum. Açıkçası böyle bir yazı yazma isteğini bu kitaptaki
öyküler uyandırdı bende.
Bir öykü hariç, tasvirler ile anlatımın "kıvamı",
tam yazmaktan ve okumaktan hoşlandığım gibiydi.
Gerçekçi başlayıp giderek fantastikleşmeleri çok hoşuma gitti.
***
15
Vladimir'de okuyunca durup düşündüm. Sonra kitaplığımın
önüne gittim. İşte benim ilk onbeşim. Fakat daha okunacak onca şey varken bu
liste elbette ki böyle kalmayacaktır... Ayrıca şiir, felsefe, sosyoloji gibi
çok önemli alanlar dışarıda bırakıldı bu listede. Yine de böyle bir listeyi
yapmak istedim. Vladimir'in aksine ben bu listeleme işini mimleyerek bitirmek
istiyorum. Ayrıca bir sonraki mimin de "İlk onbeşteki filmleriniz"
olmasına karar verdim şu an:) Dileyen
şimdi de yapabilir. İstediğiniz sorudan başlayabilirsiniz arkadaşlar.
***
İlk on beş:
1. Bozkırkurdu- H. Hesse
2. Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru- H. Böll
3. Drina Köprüsü- İvo Andriç
4. Yüzyıllık Yalnızlık- G.G. Marquez
5. Alef- Borges
6. Açlık- Knut Hamsun
7. Üç Kuruşluk Roman (Opera) - B. Brecht
8. Parasız Yatılı- Füruzan
9. Unutma Bahçesi- Latife Tekin
10. Tante Rosa- Sevgi Soysal
11. Hadi Gidelim- Adalet Ağaoğlu
12. M.L. Brigge'nin Notları- Rilke
13. Günlerin Köpüğü- Boris Vian
14. Kendine Ait Bir Oda- V. Woolf
15. Kadınlar, Rüyalar ve Ejderhalar- U.K. Le Guinn
Küçüklerin gözlerinden, büyüklerin ellerinden, akranların
yanaklarından öperek bu yazıyı da bitiriyorum :p
Uzun, ağdalı tasvirler beni de sıkıyor:( A. Susan Byatt'ı not ettim. Yüzyıllık Yalnızlık ile Açlık (çok ilginçtir ta lisede öğretmenimiz almamızı söylemişti o zaman okumuştum ama hala unutmadım) çok sevdim. Tabii ilki muhteşemdi. Bak onun tasvirlerine de hayran kalmıştım hiç sıkmamıştı beni. Ben de yanaklarından öperim. :)
YanıtlaSil:)
YanıtlaSilYuzyillik Yalnızlık okurken beni çarpa çarpa afallatmisti âdeta. ..
Hımmm, liste güzelmiş. 14'ü ödünç alırım :)
YanıtlaSilveririm. hem ben niye senin kitaplığını hiç görmedim? :)
Silher kitap bir anı sanki, bildiğim isimler üzerinde uzun uzun düşündüm bilmediklerimi merak ettim. Böyle mim'leri bir ayrı seviyorum.Filmli kısma ben de gelim ben de gelim, kitaplı kısmı bir süre önce yapmış idim (http://mavidebirnokta.blogspot.com/2016/10/kitap-mimi.html)
YanıtlaSilsevgiler ve teşekkürler
zira ben mimleri yapmayı da okumayı da çok seviyorum
Filmlerini bekliyoruz öyleyse.
SilBakayım ben o listeye şimdi:)
sıkı liste. bu listeye bir de yeraltından notlar ve korkuyu beklerken girsin ve iftihar listesi gibi olsuun :) hesse en sevdiğim yazar bi de onu okuyunca yazmaya karar verdim yaniii o benim hocam yaa :)
YanıtlaSilyeraltından notlar'ı hatırlamadığım kadar eski bir zamanda okumuştum, yeniden okumam gerek:)
SilHesse benim de yazarım. bir başka seviyorum onu:)
a.s. byatt'tan çocukların kitabı'nı okumuştum, güzel bir kitaptı aslında fikir olarak ama sevgili byatt 800 sayfalık kitabından her çömleği uzun uzun tasvir etmişti, herhalde bunda ölçüyü kaçırmış biraz demiştim:)) yazın çok hoştu buarda:) ve beni unutmayıp mimlediğin için çok teşekkür ederim Narda'cım, mutlu oldum, bir süredir mim yapmıyorum ama kitap tavsiyeleri bölümünde sanırım 25 civarı kitap sıralamıştım, 15 demiş mimde ama 10 tane de benden olsun:)) sevgiler:)
YanıtlaSilTaştan Kadın oykusunde de benzer bir sorun vardi:)
YanıtlaSilSevgiler benden.
ben de yapmıştım ki :D
YanıtlaSilhttp://kitapeylemi.blogspot.com.tr/2016/10/mim-en-sevdigim-15-kitap.html
Tamamdir:)
YanıtlaSil