ORKA*


                                                    
            Büyük tanktaki balinanın doğduğu yıl ben de doğmuşum: İkimiz de 45 yaşındayız. Benim annem öldü, onunkisi yaşıyor olmalı. Ben beş yıldır olgunluk çağımı yaşıyorum, o da yarılamış ömrünü. Aynı uzunlukta zamanı geçirmişiz bu yerküre üzerinde. Ben mutlu değilim, sanırım onun bir şikâyeti yok. Yani şimdilik. O korkunç yaraları iyileşince okyanusta ailesi ve diğer akrabalarıyla birlikte olmayı çok isteyecek. Belki bakıcısına bu yüzden saldırmıştır. Bakıcısı televizyonda bir belgesel izlerken kızkardeşinin şarkısını duymuştur ve dellenmiştir. Olamaz mı, hayatta neler oluyor.

GÜNÜN DUASI

Öncelikle Telve hanıma çok çok geçmiş olsun diyorum. Nihayet evine dönmüş.
 

Tıp ilerliyor, ama doktorluk değil

İnsanlık ilerlemiyor çünkü, insanilik geriliyor.

Allahım, hastane köşelerinde değil evimde, bir gecede ölmek isterim.

Görkemli hayatlar

Klişelerden nefret ederim ama doğru bir şeyi veciz bir şekilde söyledikleri için tutulmuş ve klişe olmuşlar aslında. Mesela

Oysa uzun süredir burada kimse kimseyi tanımıyor artık. Tanıyormuş gibi yapıyor.

Sonra, şehir aşağıda insanlarla dolup taşan sokaklarını, caddelerini, meydanlarını ve alışkanlıklarını sürükleyerek gürül gürül akar, camlarının parıltısıyla söner, bacalarıyla tüter, hiç değişmiyormuş hızıyla değişir, için için çürür, leş gibi kokar ve apartmanlardan oluşmuş kirli bir deniz edasıyla durulup durulup yeniden bulanırken, biz yukarıda kalıp bir süre birlikte yaşayacaktık belki... Şehrin ve hayatın içinde, şehirden ve hayattan uzak, uzun uzun geceler geçirecektik. Kenarları, bize dünyanın öteki ucunda yankılanıyormuş gibi gelen incecik kalem cızırtılarıyla süslenmiş; içi sancılı daktilo tıkırtıları, alın kaşımalar, deri değiştirmeler, yarışırcasına yan yana yürümeler, efkârlı efkârlı sigara içmeler, dudak bükmeler, aniden kalkıp  şıngır şıngır oynamalar ve kâğıtların beyazlığına doğru yayılan belli belirsiz gülümsemelerle doldurulmuş; hem dervişlerin çile odalarına hem decennetin sonsuzluğuna benzeyen, bir varmış bir yokmuş tadında, uzun uzun geceler...

Kadınlar İkiye Ayrılır,

 güzel - çirkin, yahut akıllı - kafasız olarak değil.


Erkekler mi? Onlar tek tip. Hele de kadın karşısında.