HEDİYE "SORUNSALI"


Hediye vermeyi almaktan daha çok severim. Fakat epey zamandır hediye almadığımı fark edince üzülmedim değil geçenlerde. Neyse ki sevgili Telve'cim ve Tuba'cım güzel hediyeleri ile çıkageldiler. Hani başka bi şey düşünseymişim olurmuş, öyle denk gelmişti yani :)



Üniversitedeyken aklıma estikçe çevremdekilere küçüklü büyüklü hediyeler alırdım. Birden şaşırırlardı, bayram değil seyran değil diye. Onlardaki şaşkınlık ve sevinci görmek beni mutlu ederdi. Hatta son harçlığımı hediyeye yatırıp bir hafta dışarıdan bir şey yemediğimi hatırlıyorum :p  

Hediye almak zor iş ama.  Hediye alacağın kişiyle olan yakınlığın, cinsiyeti hatta mesleği önemli bu seçimi yaparken....

Samimi olduğun, nelerden hoşlanmadığını ya da o ara ihtiyacı olan bir şeyi bilebildiğin insanlara hediye almak daha kolay elbette. 

Ama bu kadar iyi tanımadığın birine hediye seçmek karmaşıklaşıyor. 

Ben o eski ben değilim :)




Mükemmelliyetçi insanlar daha çok kendilerine zarar verirler aslında.

Mangal Maşası

Kirpikleri çok güzel olan erkekler var bu şehirde. Haksızlık ama bu! Ben benimkilere kaç kat rimel sürüp de çıkmak zorundayım öyle görünmesi için:)

****
Tayyip bey dindar nesil yetiştirmek istiyor, ben de kankasız nesil.

İzmir 'i Gezmek

Geçtiğimiz hafta  sonu, Marshall yardımı sayesinde(!) Amerikan arabaları için yeni geniş yollar açılmak suretiyle yok edilen bir tarihi yakaladık kıyının yanı başındaki İzmir'de...

Dün gece otlandım biraz

İtiraf edeyim biri bahsedene kadar Ot diye bir dergiden habersizdim ki bu  bahis de birkaç ay öncesine dayanıyor.

Genç kafalı, teenager kıyafetli  bir dergi Ot. Muhalifin önde gideni haliyle :)

Murat Menteş, Hakan Günday, Ece Temelkuran, Hatice Meryem, Tarık Tufan, Murat Uyurkulak gibi bilinen isimler var. (Meryem'in öyküsüne dikkat.)

Menteş'in Gülse Birsel'den aşırdığı başlıklı " Peki ya sevgi, peki ya saygı, peki ya seks?" yazısı okunabilir.

BİR ERKEK KADINLARDAN (BÜTÜN) NİYE NEFRET EDER?

Sen soruyu cevaplamadan ya da yazının devamını okumadan önce şunu belirtmek ihtiyacı duyuyorum:

Edebiyat Dünyasında Bir İlk!

Edebiyat dünyasında bir ilk!

İddiasız okur iddia ediyor (iddaa değil!)

Az sonra... değil, hemen şimdi, en hızlı iletişim yoluyla:)

Flört, Olumsallık,Aşk, Başarı ve Diğer Şeyler Üstüne: Bir şeyi yapmaya değiyorsa kötü yapmaya da değer / kim bilir neler kaçırıyoruz konuşmamış olmakla

Psikanalizin aşk hakkında anlattığı hikayeler de, bilgeliğin kazanılması konusunda, doğrusal olarak ilerleyen geleneksel anlatıyı haklı çıkarmaktadır (bilgelik, daima erotizmin karşıtı olan bir şeydir tabii). Başlangıcta icat konusunda cok üretkendir aşıklar, birbirleri hakkında (geçmişten geri kazanılmış) büyüeyici yanılsamalar yaratırlar hep ve hakikatle karşılaştıkca bu hayaller bozulur. Aşk denen delilik, tabir yerindeyse kurumsal ve ilkesel olanın karşısında (ya da dışında) bir duruştan başlayıp kesin kanaatlerin kayalarına bindirmekle son bulan bir yolculuktur.

FLÖRT ÜZERİNE


İnsanların sadece ciddi şeylerle (delilikle, afetlerle, başka insanlarla) flört etme eğilimi göstermesi ve flörtün bir zevk olması, onu üzerinde düşünmeye değer bir ilişki, bir eylem tarzı haline getirir. Ama ilerlemeci hikayelerden yana tercihimiz yüzünden flört,ancak öngörülebilir bir hedefe ulaşmanın aracı olduğunda kabul görür; flört etmek hoştur, ama birinin flörtü olmak oyle değildir (flörtle ilgili pek cok şaşırtıcı ve etkileyici durumdan bir tanesi de flört diye nitelenen kişilerin geleneksel olarak kadın olmasıdır). Flörtler tehlikelidir, çünkü kendilerine özgü bir şekilde Gercek İlişki’ye inanırlar. Burada inanmaktan kastım, var“mış gibi davranmak"tır.

MÜTERCİM

Bir ilk roman Mütercim.

İlk roman olarak oldukça olgun buldum.

Alper Gürkan 1980 doğumlu ve sosyoloji eğitimi almış. Birçok dergide yazıları ve incelemeleri çıktığını biliyorum.

Romanın konusu için arka kapağa buyuralım:

"Enterese Etmiyor"

Kabul edelim ki ülkemiz heykelden ve heykeltraştan yana güdük, kadük. Resim için bile aynı şeyi söyleyebiliriz canlarım.

(Hayır, hemen milletimizin sanatseverlik yönünü eleştirecek değilim. Aksine adam gibi işler ortaya çıksaydı takdir eden iyi bir kitle olacaktı bence. Evet biraz koyunluk varsa da Baykal'ın ihtişamını izleyerek göçmüş, Anadolu'nun dolu dolu kültürüne aşina olmuş bir millet olarak gereğinde öpüp başımın üstüne korum ben onu:p)

Hele bi' bakın,heykel diye oramıza buramıza koydukları pleksiglas nanelere, orijinal bir estetik, bir ifade görebiliyor musunuz?