OKUYAMADIĞIM KİTAPLAR

1.Dostoyevski'nin Yeraltından Notları

2. Fernando Pessoa'nın Huzursuzluğun Kitabı

3. Ferit Edgü'nün Şimdi Saat Kaç

4. Susan Sontag'tan Sanatçı; Örnek Bir Çilekeş

5. Albert Einstein'dan Dünyamıza Bakış

6. J. Joyce'tan Ulysess


Hepsini okuyabilirdim; eski fikrim olsaydı, yani başladığım her kitabı ne olursa olsun sonuna dek okumak düsturum.

Artık buna sabrım yok, yaşlı ve huysuz bir hatun olma yolundayım, zamanımı bir türlü içine giremediğim metinlerle harcayacağıma sütlü kahve yapıp pencere kenarında ya da örgü öğrenmeye çalışarak geçirmek daha mantıklı geliyor bu ara.

H-E-R-K-E-S


Herkese ulaşamazsın derdi

Herkes seni ve derdini görecek kadar dikkatli bakmaz

Herkes söylediklerini duyacak kadar kulak kabartmaz sana


.
.
.

Buradaydı: KARALAMALAR

TEKNOLOJİYE KARŞILIK İNSAN KABİLİYETLERİMİZDEN TAVİZ VERMEK



Feysbuk'ta bir arkadaşım paylaşmıştı bu Yuval Harari röportajını.

Ben her ne kadar göz attığımda kitabını sıkıcı bulmuşsam da ( kabul, o an için beyefendiyle münazara halindeydik ve ben biraz ön yargılıydım kitaba karşı:))  bayağı ünlendi kendileri bilirsiniz. 


Aç parantez, zaten bu ara benim takıntılarımdan biri de internet ve kameralar vasıtasıyla her saniyemizin kayıt altında olması ve bilgilerimizin depolanması. Casuslara malzeme olacak değerde değil ama reklamverenlere malzeme olmam bile yeterince mütecaviz bir tutum. Neyse, kapa parantez.

Röportajı okurken aynını keşfettim ve kendi kendime dedim: 

Gerçekten de İstanbul gezimiz sırasınca hep google efendiye, gps'e başvurduk... Yolumuzu bulduk ama yol bulma kabiliyetimizi körelttik! İnsana has kabiliyetlerimizi devrederek insanlığımızı köreltiyoruz!




Röportajda ilgimi en çok çeken bölümlerden birkaçı

GAVUR MAHALLESİ

Paketin arkasında "Çok amaçlı ayıklama metodlarını kullanmamıza rağmen taş çıkabilir, gözden geçirilmesini tavsiye ederiz." yazıyordu. 

Barbunyaları gözden geçirmeden tencereye atmış ıslatmıştım, son anda ellerimle gözden geçirdim; bir şey çıkmadı. Çocukluğuma dönmemem imkansızdı; valide önümüze bir tepsi verir, mercimek, pirinç, bulgur... Allah ne verdiyse ayıklamamızı buyururdu...

ORASI CENNET OLMALI!

İş ve eş gereği ABD, Houston, Teksas’ta yaşıyorum. Geçen hafta başımdan geçen ilginç ve gerçekten çok etkilendiğim olay, evime yakın bir postanede gerçekleşti. Yeni yıl hediyesi olarak internet aracılığıyla satın aldığım kol saati paketten camı çatlamış çıkınca, vakit kaybetmeden derhal iade formunu doldurup soluğu postanede aldım.