KIRIK KALPLER TERZİHANESİ




Uzun zamandır okuma listemde olan Ali Teoman'ı nihayet okudum. Hasta hasta bir köşeye çekilip okudum.

İnsansız Konağın İkonu ve Kırık Kalpler Terzihanesi kitaplarını.

Öykünülmüş Öyküler

Tekerleme gibi başlık oldu, ama olsun.

Bilirsiniz, sizde yazma isteği uyandıran bir metin/öykü iyi bir metindir derler.

TRT Farklı Sahne Amma Farklı Sahne( Allahım sen kabul et hayrımı)


Allahım, adamın ne sesi çıkıyor, ne soluğu... Mikrofon elinde, canlı orkestra arkasında, hafif bir titreme geçiyor yüzünden elinden, lakin...

Ne ağzında gevelediği şeyin sözleri bir şeye benziyor ne bestesi... Hadi sesi nefesi olsa neyse!

Sen kim canlı söylemek kim be adam diyorum. Canlı söylemek toto ister! Bilgisayarlar olmadan söyle de göreyim yavru.

DUSTIN HOFFMAN'I SEVERİM

Gece gece aklıma geldi huysuz  ve karizma adam.

Şimdiki sektör için kısa boyuna, lolo burnuna rağmen benim için hep yakışıklı ve en başarılı aktörlerden olmuştur  Dustin Hoffman.

Yazı uzamasın diye kısa geçeceğim filmleri, siz merak ederseniz uzun uzadıya incelersiniz.

HAYATA POZİTİF BAKMAK NE DEMEK?


SON YILLARDA her yerde gözümüze kulağımıza çarpan bir söylem bu: hayata pozitif bakmak, olumlu bakmak, olumlamak ve benzeri zibilyon taneymiş hissini veren tanım, kelime...

Hepimizin kaygıları, dertleri var... Hepimizin kendine göre sıkıntıları... Bir öykümde bahsetmiştim bundan, dertsiz insan var mıdır diye sorarak...

KİTABIMI HEDİYE EDİYORUM



Biliyorsunuz Haziranda ilk kitabım yayınlandı. Şimdiye kadar alıp okuyan ve değerlendirme yazan birçok arkadaşım oldu, tekrar teşekkürler kendilerine. Hece Öykü dergisinin Ağustos-Eylül 2018 sayısında da yazar ve okur arkadaşlar kitabımı değerlendirmişler sağ olsunlar. Olumlu ve olumsuz eleştirileri ve emeklerine teşekkürler.

TOUTE L'HISTOIRE DU MONDE*



Bir "sayısalcı olarak" tarih bilgim zayıftır. Okulda öğretilenlerle yetinmişimdir. Ki resmi tarih kavramı da hepimizin bildiği bir şey artık. Dünya tarihi de sanki sadece Türklerin yaptığı savaşlardan ibaretmiş gibiydi. Oysa bugünü anlamak ve değerlendirebilmek için tarafsız bir şekilde bütün bir tarihi okumaya ihtiyaç var...

E artık dedim biraz dünya tarihi bilmem lazım.

Okunmayan Öykü Öykü Değildir*




Telve'yi tehdit edince kitabımı okumak ve yorum yazmak zorunda kaldı:)))


Şaka bir yana

ŞATO - KAFKA


Okurken sanki bir kâbusu yeniden yaşamaya başladım. Pardon, halen yaşıyoruz .

Adına ister devlet, ister otorite, ister kamu yararı, ister bürokrasi deyin... insanı nasıl kemirdiğini, kraldan çok kralcı olanların düzeni nasıl şekillendirdiğini ve beslediğini,

Yazarın Adı


Yeniyetme bir yazar olunca bu tür şeyler sizi çok mutlu ediyor. Derginin bu sayısı anılınca D. Hızlan benim adımı da es geçmemiş:)



http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/dogan-hizlan/ilk-kitaplarin-heyecani-40938782

Hem okumuşlar, hem de değerlendirme yazısı

Yazmışlar, daha ne olsun.

https://dogalvekeyifli.blogspot.com/2018/07/dokuzdolambac-nagihan-sahin.html?m=1

Şahin Shirin Erdem'e teşekkür ediyorum kitabımı okuyup değerlendirdiği için. İlk blog degerlendirmesini yapmış oldu böylece. Bu da kaydı olsun burada:)

DON GÖMLEK HAYALETLERİ


Dilime dolanıp kalmış ama ne olduklarını hiç hatırlamadığım şeyleri düşündüm ürkerek. Yaşlılık işareti mi? Neydi bu neydi?

OMZUMDA BİRİ


Omzumda Biri, Müzeyyen Çelik'in ikinci öykü kitabı. Kırkıncı Kapı'da beraber olduğum arkadaşlardan.  Yücel'in de, onun da kitaplarını ancak okuyabildim.

Müzeyyen Çelik de Yücel Öztürk gibi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni.

KATI OLAN HER ŞEY BUHARLAŞIYOR/ ALL THAT IS SOLID MELTS INTO AIR*


1982'de ilk basımı yapılmış bu kitabı 2009'da da basmışlar**, ne anlatıyor olabilir ki modernizm hakkında diye düşünmüştüm büyük bir yanılgıya düşerek. Kitabın alt başlığı Modernite Deneyimi çünkü.

Keşke 10 yıl, 20 yıl önce okumuş olsaydım bu kitabı.

Neler Yazmışım Öyle



Âdetimdir, yeni bir blogsa geriye dönük birçok yazısına bakarım. Takip kararı vermemde etkilidir.

Uzun zamandır takip ettiğim blogların da eski yazılarına giderim zaman zaman, kendi yazılarıma da...
 

HOŞ GELDİN MRS. DALLOWAY


Gelun yamacima uşaklar. Kahveleru çaylaru da aldinuz mu? Çabuk de haydi, bütün gün sizi bekleyemem. Hah, tamam mi? Haydin o zaman.

Bana İyi Bak, Ben Taştan Ayna Yapan Varlığım...

Nereli olduğumu soruyorsun bana
Ben, ömrümce kendi içine kıvrılan adam;
Başıboş bir dalgayım ki okyanusta
Yokum, kendime kıvrılmasam

Muhammed İkbal


Sen geceyi yarattın, bense çırağ yarattım

KEN LOACH'IN RIFF- RAFF'I ve 1 MAYIS ve 2 MAYIS ve 3 MAYIS ve

1991 yapımıymış.

IŞIKLAR AÇIK KALSIN


Yazarın bu ikinci kitabı. 2016'da Hece Yayınlarından çıkmış ve Türkiye Yazarlar Birliği ve Eskader öykü ödüllerini almış.  

AĞIR TÜY


Ağır Tüy, Yücel Öztürk'ün ilk öykü kitabı. 2017'de Eşik Yayınlarından çıktı. Yazarın çocuk kitapları da var.

HER GELDİĞİMDE BİRAZ DAHA SOĞUYORUM...


Bu şehr-i İstanbul'dan. Ama sergi beklediğimden güzeldi. Tam 118 eser var bu sergide.  Yolunuz o tarafa düşerse rahatlıkla zaman ayrılabilir.


Artık Delili Var: Yıllardır Zehirleniyoruz:(

     .   
Dün okuduğumdan beri ne yapacağımı ne düşüneceğimi bilemez haldeyim:(



Kaynak: Cumhuriyet, sendika-62. org

Üsküdar'a Gideriken bir Sergi Buldum



Yolunuz düşerse... Biz düşüreceğiz de. Evdeki beyefendi de katılımcılardan. El mecbur yani. Bahaneyle Kasrı görürüm hem :)





HECE NİSAN 2018'DE DE

Eco'nun Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti'siyle ilgili yazımın ikinci kısmı da bu sayıda.

Hece Öykü'nün Nisan sayısında ise bir öyküm var.

FACEBOOK VE MESSENGER'I NASIL SİLDİM? 20 SAYFADAN TEK SAYFAYA

(Skandal bundan 6 ay sonra sonra patlak verdi. )

ÜŞENMEDİM YAZDIM: BURGAZADA YAZISI


En iyi gezi yazılarından biri, iddia ediyorum.
Çünkü hiçbir yerinden reklam fışkırmıyor. Vallahi gezi yazısı mı okuyoruz, tur operatörü sayfasında mıyız belli değil o sitelerde. Sırf o yüzden şey ettim yani. Amme hizmeti bir  nevi :)


HECE MART 2018

Umberto Eco'nun Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti adlı kitabından yaptığım kısa bir derleme-inceleme yazım Hece Dergisinin Mart sayısında yer aldı.


Bir önceki yazım Haldun Taner'in Ayışığında Çalışkur hikaye kitabı hakkında ve yine Hece'de, Nisan 2017 sayısında yer almıştı.

Bize Ne Satıyorlar?


Benim için tam bir işkenceydi. İzlemek.

Özellikle vücudumuzun doğal olarak ihtiyacı olmayan, tabiat ananın yapmadığı ama ısrarla lezzet, zevk, takviye vb. isimlendirmelerle yememiz-içmemiz salık verilen, sağlığa zararlı o gıdalara (gıda da değil aslında onlar, endüstriyel ürünler) dikkat edin lütfen. Hele çocuklarınız için daha da çok. Bu minik istatistiki çalışmayı yapma amacım buydu aslında. 

Reklamların sloganlarının incelenmesinden tekel firmaların farkına varılmasına kadar başka bir çok şey analiz edilebilirdi. Bunun gibi şeyleri tez öğrencilerine bıraktım:))

Amacım titiz bir analizden ziyade bir fotoğraf çekmekti. Bu yüzden:

Veriler ana gruplarda toplandı. Bisküvi, kek, çikolata, pasta, dondurma, pizza, hamburger , döner, köfte, kola, enerji içeceği,  bebek maması vb. hepsi hazır gıda içinde, gibi.

Ya da makyaj malzemeleri, şampuan, duş jeli  kimyasal içinde kozmetik, gibi. Mobilya ve beyaz eşya ayrıldı.

Saatlere ve izleyici kitlesine göre reklamların değiştiği bir gerçek. Yine de elimdeki verilerin genele yansıtılabileceğini düşünüyorum.

Grafikler:


Şimdi yaptın...



Hemşerim ama günahım kadar sevmedim.

HÂLÂ İSTENDİĞİ ŞEKİLDE YAZILAMAMIŞ RUBAİLER YAZISI



Hayyam'ın rubaileri eminim hâlâ birçok müslüman için tu kakadır... Öyle ya Hayyam şarabı övüp durur... (ama bunların dışında, kimseye el açma, yaltaklanma, geçinmek için zalimle işbirliği yapma, azla yetinmesini bil de der Hayyam....)

Tabii sadece şarap meselesi değil. Görünürde başka birçok dinsel ve inançsal reddiyesi vardır Hayyam'ın.

SONUÇTA SINATRA HARİKA BİR ŞARKICIYDI


Mai ve Bücürük'ten sonra sıra bana geldi.

Benim favori Sinatra şarkım My Way. Dönüp baktıkça hayatıma, böyle diyebilirim umarım.



DÜNYANIN NEŞELİ ANLARA İHTİYACI VARDIR*


Agop ile Seta evlenmişler.

Cicim ayları bittikten sonra Agop eve gelip koltuğuna kurulur kurulmaz, gazeteyi yüzüne çekip Seta'yla hiç ilgilenmez olmuş.

Günlerden bir gün Seta, Agop'tan ilgi beklentisi ile;

DAĞINIK İYİ NİYETLERİMİZİ

Uzunca bir süredir sıkıntılıyız.

Neresinden tutsam elimde kalıyor deriz ya öyleyiz ülke olarak. 

Çoğumuz " Sussam gönül razı değil, söylesem faydası yok" modundayız. Yine de bu tuşlara vuruyor parmaklar...

Güzeldi İzmir'de Olmak


 Buz gibi geçen ilk haftanın tersine tatilin ikinci haftası hava çok güzeldi. Aşağıdaki kareler de o güzel günlerden kalanlar... Nasıl iyi geldi... Ama çabuk bitti. Ne inanılmaz değil mi?

SONELER- SHAKESPEARE

                     İş Bankası'nın Hasan Âli Yücel Klasikleri arasından Talât Sait Halman (bilmeyenler için biyografisi: https://www.turkedebiyati.org/yazarlar/talat-sait-halman.html VE http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=1106...)çevirisiydi okuduğum.





İZMİR'DE KADINA...

Şekspir yazısı hazır ama güzel İzmir'e gelince araya sıkışması kaçınılmazdı.

Bizim dikkatimizi çekti.

YEDİ KIZ KARDEŞİN SIRRI

Bilenleriniz çok muhakkak, ama burada da, arşiv niyetine dursun istiyorum...

Bilmeyenler için kısa bir özet: Dünyayı sömüren 7 petrol şirketinin kuruluşları , 1928'de gizlice yaptıkları dünyayı bölüşme anlaşmaları ve kirli ilişkiler, işler.....Irak'ın yeniden paylaşımı ve diğerleri...

Neler neler anlatılıyor, insanın göbeği çatlıyor izlerken...

DEFOL GİT NİL!

Bir tek benim mi dikkatimi çekiyor, bir tek ben mi gıcığım?

Olmadığıma sevinmiştim. Birkaç hafta önce.

KISKANÇLIKTAN DOĞAN YAZI :)

  BLOGA yazmadığım ama okuduğum kitaplar var. Eylem(http://kitapeylemi.blogspot.com.tr/2018/01/2017-bilanco-ne-okudum-hangisini-sevdim.html ) blogunda yıl sonu raporu yayınlayınca valla ne yalan söyleyeyim kıskandım. Ben de buna binaen istedim ki atladıklarımı şöyle bir çeteleyle belirteyim hiç değilse. Tabii benim okuma hızım oldukça düşük :)